Aşk nedir?

Bugün ilişkiler o kadar hızlı tüketiliyor ve yaşanılıyor ki, aşkı çok yanlış anlıyoruz.

Biz aşk ve ilişkiler konu olduğunda kalbimiz deli gibi çarpsın, karnımızda kelebekler uçuşsun, gözümüz hiçbir şey görmesin istiyoruz. Duygudan deli olalım, bunu bekliyoruz. Bu adına aşk dediğimiz ve beklediğimiz şey aslında tehlike çanıdır. Travmatik bir deneyimin ya da toksik bir ilişkinin koşarak bize doğru gelişinin habercisi olabilir.

Ayağı yere basan, sağlıklı ilişkiler birlikte yaratılanlardır, yolda ve zamanla aşkın her geçen gün daha da arttığı versiyonlardır. Tanıdıkça ve keşfettikçe aşk artıyor, duygular yoğunlaşıyorsa, orası güvenli alana çok daha yakındır.

Aniden beliren ve çok yükseğe taşıyan duygular bizi aynı derecede büyük etki yaratarak aşağı bırakır. Bu kadar yüksek duygular görünce bir nefes almak ve durmak en güvenli yerdir. Zira o an bilinçdışımız aktif bir şekilde yanlış partner seçiyor olabilir.

O nedenle, gerçek ve sağlıklı partner adaylarıyla karşılaştığımızda onları anlamamız zordur. Çünkü koşarak gelmezler, sakin ve nazikçe, huzurla gelirler. İlk görüşte fark etmeyiz onları, zaman tanımamız gerekir. İçerde ne var diye detaylıca bakmazsak ellerimizden kayıp giderler.

Kimin yanında huzurlu hissediyor ve kendin olabiliyorsan orası doğru yerdir. ‘Kendiliğinden’ enerjisi orada aktiftir. Zorlaman gerekmez, bir yere yetişmen gerekmez. Her an senden kaçacakmış gibi hissetmezsin ve ancak o zaman anlarsın. Olman gereken yerdesin.